Türkiye ekonomisinde artık önemli başlıklar arasına yerini alan elektronik satış, eski ticaret modelinin sınırlarını genişletti. İşletmelere dünya çapında çeşitli fırsatlar sunuluyor. Bir taraftan daha geniş müşteri kitlelerine ulaşmak, internet üzerinde kolaylaşırken, diğer taraftan uluslararası arenada rekabet gücümüz gelişiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu yeni iş modelini desteklemek ve e-ticaret sisteminin önünü açmak için, yeni fikri olanlara, müteşebbis ruhlu gençlere her dönemde farklı ekonomik destekler sunuyor. Ar-Ge’den, dünya markası (Turquality) olmaya kadar birçok teşvik kalemi oluşturulurken, bürokratik yapıdaki yavaşlık hükümetin birçok hedefine ulaşmasını ve yeni yatırımcıların işlerini zorlaştırıyor. Yeni iş yapış şekillerine destekler oluşturulurken, Türk Patent ve Marka Kurumu’nun 2 yılı bulan marka tescil ve patent işlemleri, girişimci gençlerin bütün enerjisini bitiriyor.
Markanın önemi artıyor, patent enstitüsü yavaşlıyor
Birçok yabancı sermaye “pazar yeri” platformlarıyla ülkemizde e-ticaret faaliyeti gösterip, Türkiye’de hızla ürün ithalatını artırırken, binlerce yabancı girişimci bu pazar yerleri üzerinden açtıkları mağazalarla yüksek cirolara ulaşıyor. Bu noktada, marka patent konusu hayati bir önem taşıyor. Hem platform üzerinde rekabeti dengelemek, hem taklit ve sahteciliğin önünü geçmek için, Amazon.com gibi platformlarda, satıcılardan artık, ilk başvurularda marka tescili ve patent belgesi istemeye başlandı.
Tescil süreleri bıktırıyor
Tekstil başta olmak üzere birçok sektörün elektronik dünya ticaretinde, en büyük sıkıntısı ise marka ve model tescili olarak ön plana çıkıyor. En çok satanlar kategorisinde dikkat çeken bir ürün, e-ticarette hemen ertesi gün taklit edilebiliyor. Düşük imalat kalitesi ve yarı fiyat etiketiyle, dürüst satıcılar ciddi zarara uğratırken, durumun farkında olmayan müşteriler de olumsuz etkileniyor. Ancak gerçek markalar ise 2 yıla ulaşan marka tescil süreçlerinde, dükkanı kapatıp gidebiliyorlar. Konuyla ilgili şikayet sitelerinde binlerce başlık açılırken, gerçek girişimcilerin en büyük isteği ise Türk Patent ve Marka Kurumu’nun itirazları hızlıca inceleyip, itiraz edilen dosyaları bile 6 ay içerisinde bitirmesi oldu.
Gençlerin umudu kırılıyor
Yaşadığı tecrübeyi muhabirimize anlatan e-ticaret girişimcisi Bilal Çetin, kendi tasarladığı ürünlerin internette satışa başlamadan 3 ay önce marka tesciline başvurduğunu belirterek; “Yurtiçi ve yurtdışında müşterilere daha kaliteli bir duruş sergilemek için 2 ayı aşan bir tasarım süreciyle ve ciddi bir maddi kaynak ayırarak marka, logo ve kurumsal kimlik çalışması yaptık. Tasarım çalışmaları bitince hemen, hızlıca 2022 yılının ortalarında, marka tesciline başvurduk. Çalıştığımız patent ofisi ortalama 3-4 ay içerisinde işlemin neticeleneceğini belirtti. Fakat marka benzerliği iddiası ile, bir itirazla karşılaştık. Örnek teşkil edecek marka çalışmalarını toplayarak avukatlarımız ve patent ofisimizle itiraza karşı savunmada bulunduk. 1.5 yıldır halen daha markamızı tescil ettiremedik. Bu zaman diliminde, tüm tasarımlarımız, markamız ve logomuz 17 farklı satıcı tarafından kopyalanarak, kendi ürünümüzün benzerleri ucuz ve kalitesiz ürünlerin satışına başladı. Devamında pazar yerlerinde markamızla ilgili, taklit kötü ürünler sebebiyle olumsuz yorumlar çıkmaya başladı.” dedi.
Taklit ürün alıp durumun farkında olmayan bazı kişilerden sosyal medya hesapları üzerinden küfürlü mesajlar aldığını belirten Bilal Çetin, devamında şunları dile getirdi; “Araştırdık, markamıza itiraz eden firmanın durumdan haberi bile yok. Markasını korumak için çalıştığı patent ofisi, benzer durumda birçok firmaya haksız yere itiraz dosyası açıp müşterilerine “Sizin markanızı koruyoruz” diye sürekli hizmet faturası gönderiyordu. Haksız kazanç elde eden uyanık patent ofisleri, süreci de kilitliyorlar. Bir çok genç yatırımcıyı da Türk Patent ve Marka Kurumu’ndaki yavaş çalışma mağdur ediyor. Patent kurumunun çalışma ve dosyalara cevap verme hızı ise ayrı bir çile. Yayın kararı çıkan dosyamız yaklaşık 5 aydır onay imzası bekliyor. Hükümetimiz e-ticaret, e-ihracat konusunda girişimcilere destek vermeye çalışırken, bazıları (bürokrasi) adeta engel olmaya çalışıyor. Bu süreler normal değil, 3 gün, bilemediniz 3 hafta incelersin, sonrasında kararını verir bitirirsiniz. En azından yeni bir marka oluşturmak için zaman kazanmış oluruz. Bir imza müdürün imzası için Türk Patent ve Marka Kurumu’nda 5 ay beklenir mi? Bugün tekstilde ihracatın ve perakendenin kalbi Merter’de atıyor. Gidin esnafına mikrofon uzatın, herkes dertli. İnternet ticaretinde işin sırrı zaman (moda) ve hızlı üretim, teslimat. Yurtdışından gelen toptan müşterilere bu durumu anlattığımızda bize inanamıyorlar. Hayatı yeni tecrübe eden gençler, dünyada farklı bir fikirle marka olmuş insanların hikayelerini inceleyerek girişimci oluyorlar. Ama bu hızlı, atak anlayış, Türkiye’deki bürokrasi de maalesef bulunmuyor. Yabancı isimler, internette parlıyorlar, onlar yazılımla, tasarımla, e-ticaretle hızla işlerini büyütebiliyorlar. Ama Türkiye’de bir basit marka ve model tescili için 2 yıl beklenebiliyor. Birileri gelip, tasarımcıların büyük ilgi gören fikirlerinin, tasarımlarını haksızca sahiplenebiliyorlar. Markasını tescillemeye uğraşan düzgün yatırımcıların bütün emeklerinin üstüne çöküyor. Gençler daha başlamadan, ümitlerini kaybediyor. Patente veya markaya onay verenler kime, neye onay verdiklerini bile tam araştırmıyor. Biz amazon.com’da bir mağaza açtık daha açılış sürecinde marka patenti istediler. Dosyamızı gönderdik, patent ofisimizi arayıp “Bu marka sizin aracılığınız ile tescil almış doğru mu?” diye araştırmışlar. Burada depremzede bir ablamız var, kadın girişimci desteklerinden faydalanarak e-ticarete girdi. Kumaştı, kalıptı, fotoğraf çekimleri falan tek başına uğraştı adeta savaştı. Özene bezene bebek kıyafetleri dikiyor ve internette satmaya çalışıyordu. Henüz marka tescili olmadığı fark eden dolandırıcılar, bütün ürünlerini, onun marka logosuyla birlikte kopyalamışlar, yetmemiş birde üstüne marka tescil başvurusu yapmışlar. Ablamız tüm bu yaşananlara karşı şu an hukuk savaşı veriyor ve satışları tamamen durdu. Tedarikçileri ve sektördeki toptancılar, böyle mağduriyetleri görünce onlara destek olmaya çalışıyor. Halbuki Türk Patent ve Marka Kurumu işini düzgün ve hızlı yapsa bunların hiç biri yaşanmazdı.”
İrfan Altıkardeş