ANKARA, – Kulağında uzun süreli sıvı birikimi olan çocuklara tüp takılmadığında işitmede kalıcı kayıp olabileceği uyarısında bulunan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Merve Tunca, “Sık geçirilen orta kulak enfeksiyonlarında tüp uygulaması yapıldığında enfeksiyon sıklığında belirgin azalma görülmektedir. Yapılmadığı taktirde dil gelişiminde olumsuz etkilenme, ders başarısında gerileme, kulak zarında kronikleşen problemler ve orta kulak kemikçiklerinde deformasyonlara bağlı işitmede kalıcı kayıplar, kulak zarında orta kulağa yapışma, kolesteatom gibi problemlere görülebilmektedir” dedi.
Liv Hospital Ankara Hastanesi’nden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Merve Tunca, orta kulak enfeksiyonu ve tedavi yolları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kulak zarına tüp takılması işleminin en fazla çocuklarda olsa da yetişkinlerde de sık yapılan işlemlerden olduğunu belirten Tunca, “En sık tüp takılma sebebi ise, orta kulakta uzun süreli sıvı birikimi ve buna bağlı işitme azlığıdır. Sık geçirilen orta kulak enfeksiyonları, östaki tüpündeki fonksiyon bozuklukları, iç kulak rahatsızlıklarında damlaların dış kulak yolundan orta kulağa iletimini kolaylaştırma amacıyla da tüp uygulaması yapılabilir. İşlem sonrası, orta kulaktaki sıvının zardan tüp vasıtasıyla geçerek dış kulak yoluna akmasıyla işitmede iyileşme, orta kulak havalanmasında artış meydana gelir” dedi.
‘TÜP TAKILDIKTAN SONRA KULAK SUDAN KORUNMALI’
Op. Dr. Merve Tunca, sözlerini şöyle sürdürdü; “Sık geçirilen orta kulak enfeksiyonlarında tüp uygulaması yapıldığında enfeksiyon sıklığında belirgin azalma görülmektedir. Tüp uygulaması ile birlikte ağızdan antibiyotik kullanımı olmadan kulak damlalarının kullanımı sonucunda basitçe enfeksiyon kontrolü sağlanabilir. Tüp tatbiki operasyonu sırasında kullandığımız ventilasyon tüpleri (kulak tüpü), kısa süreli (6-12 ay) veya uzun süreli (12 aydan fazla) olacak şekilde yerleştirilebilir. Tüp yerleştirildikten sonra denize veya havuza girerken kulağın sudan korunması önerilir. Belirli aralıklarla kontrollere çağrılarak tüp kontrolleri yapılır.”
‘PASİF İÇİCİLİK NEDEN OLABİLİR’
Op. Dr. Tunca, orta kulak havalanmasını olumsuz etkileyen nedenlere ilişkin şunları söyledi: “Tüp uygulaması ile birlikte yapılması gereken şeylerden en önemlisi östaki disfonksiyonu medikal tedavilerle giderilemiyorsa, cerrahi işlemle tüpler düştükten sonra orta kulağın havalanmasının kolaylaştırılmasıdır. Mevsimsel alerjik rinit, reflü, pasif sigara içiciliği, sık geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları, kalabalık kreş ortamları, geniz bölgesini tutan tümörler ve geniz etinin östaki önünü kapatması gibi nedenlerle işitme kaybıyla birlikte uzun süreli orta kulakta sıvı birikimleri veya zarda retraksiyonlar görebilmekteyiz. Orta kulak havalanmasını olumsuz etkileyen bu gibi nedenler medikal veya cerrahi tedaviler ile giderilmedikçe tüpler düştükten ve zar kapandıktan sonra problemler tekrar yaşanabilmektedir. Bu nedenle patolojinin tekrarlamaması için altta yatan nedenlerin tedavi edilmesi de en az tüp tatbiki kadar önem arz etmektedir. Yarık dudak, damak ve kraniyofasiyal anomalili çocuklarda orta kulakta sıvı birikimi probleminin çok daha sık görülmesi nedeniyle rutin tarama amaçlı Kulak Burun Boğaz muayenesi gerekmektedir.”
‘SIVI BİRİKİMİ OLAN BİREYLER RİSK ALTINDA’
Sıvı birikimi olan çocuklarda tüp uygulaması yapılmazsa dil gelişiminin olumsuz etkilenebileceğini ifade eden Op. Dr. Tunca, “Uzun süreli orta kulakta sıvı birikimi yaşayan çocuklarda gerekli hallerde tüp tatbiki yapılmadığında dil gelişiminde olumsuz etkilenme, okul çocuklarında ders başarısında gerileme, kulak zarında kronikleşen problemler ve orta kulak kemikçiklerinde deformasyonlara bağlı işitmede kalıcı kayıplar, kulak zarında orta kulağa yapışma, kolesteatom gibi problemlere yol açabilmektedir. Sık kulak ağrısı orta kulak enfeksiyonu yaşayan, söylenenleri sıkça tekrarlatan veya televizyon sesini yüksek açarak çok yakından seyreden çocukların, Kulak Burun Boğaz hekimi tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir” dedi.