Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bu Öyküler Uyutmak İçin Değil Uyandırmak İçin… Deprem Öyküleri Kitaplaştırıldı!

Tarihi deprem felaketinin ardından

Tarihi deprem felaketinin ardından yaşananlara bir ses olmak, tarihe not düşmek ve Deprem dirençli kentler oluşturmak adına yaşananları her daim hafızalarda tutmak adına önemli bir çalışma olan “Deprem Öyküleri” kitabı çıktı. gerek depremden birebir etkilenen,  gerek ruhunda bu sarsıntıyı hisseden yazarların eserlerinden oluşan Deprem Öyküleriyle sanatın büyülü gücünü de kullanarak tarihe tanıklık etmek amaçlandı

İnönü Üniversitesi tarafından hazırlanan ve 13 seçici kurul üyesince belirlenen deprem öyküleri etkinliği sonuçlandı. 11 ilden gelen öykülerden oluşan etkinliğin birincisi “Ses” adlı öyküyle Can Yiğit Tunçman, ikincileri “Sessizlik” adlı öyküyle Ayşen Güner Yaylak ve “Bir Kıvam Meselesi” adlı öyküyle Murat Mıhçıoğlu, üçüncüleri ise “İnci Tanesi” adlı öyküyle Orhan Kars ve “Dolaylı Tümleç” adlı öyküyle Metin İpek oldu.

İlk duyurulduğunda “Acılar Yarıştırılmaz” sözleri ile eleştiri oklarının hedefi olan ancak hatırlamak için değil de hatırda tutmak, yaşananlardan ders almak ve deprem dirençli kentler oluşturmak adına Toplumsal bilince sesleniş çalışması olan Deprem Öyküleri Etkinliği, aslında kentsel dönüşümden ziyade zihinsel dönüşümün önceliğine dikkat çekmesi açısından da büyük önem taşıyor.

AYNI ZAAFLARA BİR DAHA DÜŞMEMEK İÇİN

Çalışmaya yönelik düşüncelerini belirten İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay,  “Bu bilinç ile amacımız asrın felaketini sadece resmî raporlara sıkıştırmak değil sanatın büyülü gücünü de kullanarak tarihe tanıklık etmek ve felaketten artakalan kıssadan hissenin anlaşılmasını sağlamaktır. Sanatsal faaliyetler aracılığıyla amacımız, kayıplarımızın aziz hatırasını yaşatmak, yaşananlardan ders çıkarılmasını sağlamak, aynı zaaflara bir daha düşmemek ve bu tecrübeyi gelecek nesillere aktarmaktır. Depremi bizzat yaşayan kalemlerin ruhlarında ve bedenlerinde oluşan sarsıntının derin izlerini taşıyan bu öyküler, toplumsal bilincin oluşmasına, kanıksanan döngünün kırılmasına ve zihinsel bir dönüşümün gerçekleşmesine katkıda bulunacaktır. Amaç yüreklerdeki büyük acıları hatırlatmak değil onları her daim hatırda tutmak, hiç unutturmamaktır.

KOLAY KAZANMA HIRSI TOPLUMSAL FACİAYA YOL AÇTI

Aç gözlülüğün, kolay kazanma hırsının toplumsal bir faciaya nasıl dönüştüğünün birer fotoğrafı olan öyküler, enkazın altında veya üstünde olmanın hissettirdiklerini, yaşanan kayıpların ruhlarda açtığı derin yaraları, çaresizlik, korku, umut, öfke ve var oluşu sorgulayarak depremin görünen ve görünmeyen birçok yönünü anlatmaktadır. Tarihte yaşananlar kadar yapılan tanıklıklar da gelecek nesillere bırakılacak en değerli mirastır. Altı Şubat depremlerinin filmi, belgeseli, romanı, öyküsü, tiyatrosu, fotoğrafları olsun ki yaşananlar unutulmasın; kayıt altına alınsın ki daha iyi anlaşılsın ve bir daha yaşanmasın! “Deprem Öyküleri”nde ruhlarındaki sızıyı bizimle paylaşan kalem erbaplarının, seçici kurulun ve düzenleme kurulunun eline, emeğine ve kalemine sağlık. Bu vesileyle, kaybettiğimiz canlarımızı bir kez daha rahmetle yâd ediyor, aziz vatanımızın her türlü afetten ve tehlikeden uzak olmasını diliyorum.” İfadelerine yer verdi.