Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bakan Tekin: Eğitim ve öğretimde altyapı devrimi yapıldı

Ruken KADIOĞLU- Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ANKARA,

Ruken KADIOĞLU- Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ANKARA, – MİLLİ Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan yaklaşık 1 milyon 100 bin öğretmenin 800 bini, 2003 yılından sonra ataması yapılan arkadaşımız. Yüzde 70’in üstünde kitle. Tüm bu göstergeler, eğitim ve öğretimde temel istatistikler anlamında Türkiye’de dünyada örneği çok az gösterilecek şekilde bir altyapı devrimi yapıldığını gösteriyor” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli’nde ‘Eğitim Fakültesi Dekanları İstişare Toplantısı’na katıldı. Bakan Tekin, eğitim fakülteleri dekanları ile bir araya gelerek Öğretmenlik Meslek Kanunu başta olmak üzere, yeni eğitim öğretim planları ve müfredat süreciyle ilgili fikir alışverişinde bulundu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın en yakın çalışması gereken yerlerin, Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler olduğunu belirten Bakan Tekin, “Üniversiteler içinde de eğitim fakülteleri bizim için çok önemli. İş birliği ortamının ben devam etmesini istiyorum. Cumhuriyet’in kurulduğu andan itibaren 2002-2003’e kadar 80 yılda yapılan fiziki altyapı, insan kaynakları yatırımlarının neredeyse 2’ye katlandığı bir dönem yaşadık bu 20 yılda. Sadece, 2002 yılındaki derslik sayısı şu an 2’ye katlanmış durumda. Mevcut dersliklerimizin pozisyonu düşündüğümüzde bütün bunlar deprem öncesi yapılmış, fiziki olarak sorunlu, boşaltılan, bu rakam eldeki yapı stokunun 3 katı kadar çıkarıldığını gösteriyor. Bu bizim için çok önemli. Yapı stoku artırılırken; çağın gelişimi ışığında binalardaki konfor düzeyi de yükseltildi” ifadelerini kullandı.

‘OECD İLE AYNI DURUMDAYIZ’

Bakan Tekin, eğitim öğretimdeki istatistiklere değinerek, “İnsan kaynağı ihtiyacı açısından baktığımızda şu an sistemde aktif olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan yaklaşık 1 milyon 100 bin öğretmenin 800 bin tanesi, 2003 yılından sonra ataması yapılan arkadaşımız. Yüzde 70’in üstünde kitle. Tüm bu göstergeler, eğitim ve öğretimde temel istatistikler anlamında Türkiye’de dünyada örneği çok az gösterilecek şekilde bir altyapı devrimi yapıldığını gösteriyor. Derslik başına düşen öğrenci sayıları, öğrenci başına düşen öğretmen sayıları olarak OECD (Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü) ile aynı durumdayız. Hala, ‘Sınıflarda 40 öğrenci var’ eleştirisi var. Haklı bir eleştiri ama bu dünyada da böyle. O yerlerde de imkan buldukça, arazi yettikçe öğrenci sayısını düşürecek tedbirleri alıyoruz. Yine bu yıl da yatırım anlamında en çok bütçe alan bakanlıklardan biriyiz. Okullarımızın hemen hemen tamamının geniş bant internet altyapısını sağladık. Okullarımızın tamamına internet erişimi hizmeti vermek istiyoruz, çok az bir okulumuz kaldı” diye konuştu.

Eğitim Bilişim Ağı (EBA) sisteminin de istişarelerdeki önemli başlıklarından biri olduğunu kaydeden Bakan Tekin, “Eğittiğimiz öğretmen arkadaşlarımızın ürettiği eğitim içeriklerinden oluşan devasa olan platformumuz var, EBA. Şu an Türkiye’nin neresinde olursa olsun eğitmenlerimiz EBA portalı üzerinden görsel ve sözlü olarak istediği her türlü alternatifi sunabilecek noktada. Geldiğimiz nokta itibarıyla fiziki altyapı, tahminlerimizin üzerinde bir noktaya gelmiş durumda. Daha iyisi tabii ki mümkün. Daha iyisini yapmak için bakanlık olarak çalışıyoruz” dedi.

‘AKADEMİDE TUTUCULUK ÇOK YAYGIN’

Yeni müfredat için çalışma grubu oluşturduklarını belirten Bakan Tekin, “Son dönemdeki çalışmanın içinde binin üzerinde arkadaşımız çalıştı. Bunun içinde bir kısmı bakanlık içerisindeki öğretmen ve idareciler, bir kısmı ise akademisyenler bu konuyu eleştiriyor. Sonra eleştirenlerden birisiyle bir yerde karşılaştık. Neden eleştirdiğini soruduğumda, ‘Hocam ben bu alanda duayenim, ben yokum orada’ diyor. Bu kadar megalomanca bakış açısı olamaz. ‘Ben yokum, o yüzden kötü’ düşüncesi saygısızlık. Akademide tutuculuk, muhafazakarlık çok yaygın ve yeni isimlerin ön plana çıkması veya ‘Ben yoksam kesin kötüdür, mantığı’ çok yaygın. Ben bütün eleştirilerde, gerçekten iyi niyetle katkı vermek isteyen her türlü öneriye açık olduğumuzu bir kez daha söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı. Toplantı, daha sonra sunumlarla ve eğitim fakültesi dekanlarının istişareleriyle devam etti.