Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Su kaynaklarının korunması için modern sulama sistemleri yaygınlaşmalı

SOLDAN SAĞA GALİP UMUT ÖZDİL, KEREM AKINER, ALKAN CANBAY VE ERGUN ÖZDAMAR SU KRİZİNE İLİŞKİN ÖNEMLİ BİLGİLER PAYLAŞTI.

SOLDAN SAĞA GALİP UMUT

Bu yıl 22’ncisi düzenlenen GROWTECH ANTALYA fuarı çerçevesinde tüm dünyayı olumsuz etkileyen iklim krizi ve su kaynaklarının korunmasına ilişkin panel düzenlendi. Panelde su kaynaklarının korunması için modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiği dile getirildi.

Tüm dünyadaki içilebilir su kaynaklarının yaklaşık yüzde 70’inin tarımsal sulamada kullanıldığına dikkat çekilen panelde, su krizinin çözülebilmesi için modern tarım sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı. AGRO TV Ankara Temsilcisi Galip Umut Özdil moderatörlüğünde gerçekleştirilen su paneline katılan Türkiye İş Bankası Tarım Bankacılığı Pazarlama Bölümü Müdürü Kerem Akıner, ARC Water Technologies Yönetim Kurulu Başkanı Alkan Canbay ile TürkTraktör Kalite Güvence ve Yalın Yönetim İş Lideri Ergun Özdamar, su krizine ilişkin önemli bilgiler paylaştı.

Su tüketimi katlanarak artıyor

Panelde konuşan Türkiye İş Bankası Tarım Bankacılığı Pazarlama Bölümü Kerem Akıner, günümüzde devletler ve bankaların modern sulama sistemlerinin önemini daha çok kavradığını söyledi. Su krizinin önüne geçebilmek ve bu konuda yatırımlar yapılması için çiftçilerin finanse edilmesinin çok önemli olduğunu kaydeden Akıner, “Dünyadaki suların yalnızca yüzde 1’i içilebilir seviyede. Bu oran, 5 litrelik bir suyun içinden bir çorba kaşığı kadar su anlamına geliyor. Bu su kaynağı, sanayi hane halkları ve tarım alanında bölüşülüyor. Yalnızca tarım alanında içilebilir su kaynaklarının yüzde 70’i kullanılıyor. Su tüketimi Birleşmiş Milletler verilerine göre tüm dünyada son yüz yılda 6 kat artmış. Çoğalan nüfus ve dolayısıyla gıda tüketiminin de artması su tüketimini tetikliyor. Türkiye bir tarım ülkesi olsa da su konusunda zengin kaynaklarımız yok. Türkiye’deki tarımsal alanların sadece 3’te biri sulanıyor. Bunun da yüzde 70’i vahşi sulama sistemiyle sulanıyor. Eğer su konusunda önlem alınacaksa öncelikle tarımdan başlanmalı” diye konuştu.

Tarımsal sulama yatırımı çiftçiye kar olarak dönüyor

Küresel ısınmanın tüm dünyayı etkilediğine dikkat çeken Akıner, sözlerine şöyle devam etti:

“Dünyanın yüzey sıcaklığı artmaya devam ediyor. Finans sektöründe tarımsal sulamaya verilen destekler arttı. Pandeminin olumlu etkilerinden biri de tarımsal üretimin öneminin anlaşılması oldu. Tarımda sürdürülebilirlik konusunda daha fazla kaynak ayrılmaya başlandı. Finansı elde etmek kadar nasıl kullanılacağı da önemli. Bu tamamen kapsayıcı şekilde planlanmalı; modern sulama konusunda çiftçileri farkındalığı artırılmalı ve eğitimler verilmeli. Veriye dayalı bilinçli sulama yapılmazsa toprak sağlığını kaybeder. Basınçlı sulama sistemi yüzde 50’ye varan bir tasarruf sağlanıyor. İş Bankası olarak çiftçilere 36 ay vadeli yılda 1 ödemeyle proje bedelinin yüzde 100’üne kadar karşıladığımız bir kredi imkanı sunuyoruz. Bu finansman uygun şekilde yapılırsa her 1 TL’lik yatırım çiftçilere 2 TL olarak geri dönüyor.”

Deniz suyu arıtma yatırımları tüm dünyada artacak

Türkiye’de basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaşması ve doğru planlanmasının önemine dikkat çeken ARC Water Technologies Yönetim Kurulu Başkanı Alkan Canbay da, “Tarımsal su kullanımı yer üstü ve yer altı su kaynaklarını tüketiyor. Tüm dünyada tarımsal sulama yapılıyor; fakat vahşi sulamanın miktarı aradaki farkı belirliyor. Suyun aslında pahalı olduğunu ve giderek azaldığını anlamak lazım. Teknoloji geliştikçe suyun arıtılması konusunda Arap ve Afrika ülkelerinde önemli yatırımlar yapılıyor. Önümüzdeki yıllarda bu alanda daha çok yatırım yapılmaya başlanacak. Tarımsal sulamada da arıtılmış deniz suyu kullanılacak. Tabii bu durum eko sistemi bozuyor. İşletme ve yatırım maliyetleri üst seviyede. Bu sistemin güneş enerjisi sistemiyle entegre edilmesi gerekir. Böylece karbon salınımı da azalmış olur. Mevcut su kaynakları hem azalıyor hem de bu bu kaynaklar çok hızlı kirleniyor. Bu durum gıda üretimini yani bitki gelişimini ve kalitesini de etkiliyor. Tarımsal sulamanın yaygınlaşması için daha fazla kredilendirilmesi lazım. Sulama teknolojileri her geçen yıl gelişiyor. GROWTECH ANTALYA Fuarı’na 5 yıldır katılıyoruz. Her geçen yıl yeni teknolojileri görüyoruz. Bu konudaki gelişmeler ülkem tarımı ve çiftçiler için fayda sağlayacaktır” ifadesini kullandı.

Su konusunda toplumsal farkındalık artırılmalı

Türk Traktör Kalite Güvence ve Yalın Yönetim İş Lideri Ergun Özdamar ise şu bilgileri verdi:

“Türk Traktör olarak tarımı geleceğe hazırlamak ve sürdürülebilirlik için bazı başlıklar belirledik. Değişimin karar mekanizmasından başladığı günümüzde etkili liderlik önem taşıyor. Ar-Ge ve inovasyonlarla birlikte yeni yetkinlikler ve fikirler elde ediyoruz. Bu fikirleri ürünlere dönüştürerek çiftçiler için değer oluşturmak, onların yaşamlarını geliştirerek daha verimli çözümler getirmek istiyoruz. Kendi içimizdeki operasyonlarda da atıkların azaltılması, suyun ve enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması, güneş enerjisinin kullanılması gibi konuları da önem veriyoruz. 2050 Paris Anlaşması’nı da destekleyecek şekilde hem karbon hem de su tüketimini azaltmak istiyoruz. Türk Traktör olarak fabrikalarda kullandığımız güneş panelleriyle 2026 yılı sonuna kadar tüm enerjimizi güneşten elde etmek istiyoruz. Bu konudaki yatırımlarımız devam ediyor. Teknoloji hem üreticilere hem de çiftçilere önemli avantajlar sağlıyor. Uydudan yapılan görüntülemeler sayesinde su ve ilaç ihtiyacını belirleyebildiğimiz bir döneme girdik. Dijital dönüşüm artık çiftçiler için de kaçınılmaz. Bunun için Tarlam Cepte uygulamasını da devreye aldık. Şu anda Avrupa için Stage 5 emisyonlu traktörler üretiyoruz. Otomatik dümenleme sistemiyle tarlaların uygun şekilde işlenmesi ve sulanmasını da sağlıyoruz. Bu konuda yalnızca çiftçilerin değil, 7’den 70’e herkesin bilinçlenmesi ve bu konudaki farkındalığın artırılması için eğitimlerin yaygınlaştırılması gerekiyor.”