Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Mustafa Göçer

GEBEN (MERYEMÇİL KALESİ)NİN HİKAYESİ

Yazın Çukurova sıcağının yaşandığı Yeşilobadan (Tokmaklı) kuzeye doğru çıkınca Andırın yaylalarının serin havası hissedilmeye başlar.İlerleyen yol Haştırın Kalesinde Kahramanmaraş yoluyla kesişir.Kuzeye doğru Andırın üzerinden Halbur yaylasından geçerek Geben kasabası ve onun 3 km ilerisinde geçit yeri olarakta bilinen Geben (meryemçil) kalesine ulaşırsınız.
Kervan yollarının üzerinde bulunan Meryemçil Kalesi 1000 yıla aşkın geçmişe sahip Roma ve öncesi inşaa edildiği bilinmekle geçmişin izlerini taşıyan tarih ve doğal güzellikleriyle günümüze kadar gelmiştir.Kaleye ulaştığımızda ciğerlerinizi bulutsuz masmavi gökyüzü altında kayalıklar gölgesinde rengarenk mantuar çam kokuları ve kırçiçekleri arasında temiz havayla doldurursunuz.
Kaleden etrafa bakılınca Doğu ve batısında devasa kayalıklar güneyinde düz ova Geben beldesine ait Tarlalar bahçeler evler gözükür.Kuzeyinde Göksuna giden yol buz gibi pınarlarıyla Meryemçil yaylası bulunur.
Genel olarak pınarlar söğüt ağaçları baharda açan binbir çeşit kır çiçekleri hemen az uzağında mis kokulu çam ağaçlarının oluşturduğu insanları serin havasıyla kucaklayan Kırksuyunu görürsünüz.
Bu belde kalesinin bir hikayesi vardır:Meryem Geben(Meryemçil)kalesi hükümdarının kızıdır ve orda yaşamıştır.Meryem çiçekleri seven, hoş kokular süren buz gibi suların başında zaman geçirmeyi bilen beldenin sanki havasını, suyunu gökyüzünü berraklığını andıran güzelliğiyle dillere destan kale hükümdarının iyi kalpli yürekli kızıdır.
Meryem’e Andırın tarafında Azgıt kalesi Göksun tarafında Akkale hükümdarları çocukları(prensleri) birbirinden habersiz Meryeme aşık olurlar.Akkale prensi o kadar aşık olur ki Meryemin resmini kale etrafındaki devasa kayalıklara kazır.Meryemin babası kızı hangisine vereceğine karar veremez.İki prens arasındaki çekişmeye son veremk için bir yarış düzenler.
Her ikisi de atına binsin benim kaleme ‘’Kalelerinden kim atının ayağına toz bulaştırmadan önce gelirse kızımı o prense vereceğim der’’.Zengin olan Akkale prensi kızın kalesine kadar atının ayağına toz bulaşmasın diye yol boyunca mermer döşemeye başlar.Mermer döşemesi bitmeye yakın, Meryem Azgıt kalesinin prensini sevdiğinden ‘‘Atının ayaklarını ketenle sar bağla önce gel beni al’’diyerek haber gönderir.Azgıt prensi Meryemin dediğini yaptı atının ayaklarını ketenle sarıp bağlayarak toz bulaştırmadan Meryemin kalesine önceden geldi.Meryem sevdiği prensle düğün yapmaya başlar.
Güneş batmaya yakın kayalıklardan aşağıya doğru salınırken düğün olayını görüp yıldırım çarpmışa dönen yüzü solan hayal krırıklığına uğrayan Akkale prensi mavi gökyüzünün derinliklerine ve kayalıklardaki kazıdığı ve çok sevdiği Meryemin resmine baktı içini çekerek ‘’Meryemde çok güzeldi ama çilliydi’’ diyerek Meryemi küçümsese de içi acıyan prens kalesine Meryemi alamadan geri döner.
Meryemin kalesinin adı Meryemçil(GEBEN) Kalesi etrafıda meryemçil yaylası olarak anılır.
Yolunuz Meryemçil kalesi ve yaylasına düşerse kayalıklardan geçerken mantuar çiçekleri toplayıp kayalıklara baktığınızda kayaların yankı yankı kazınan Meryem kayası benim diyerek fısıldadıklarını duyar ,resmini görür gibi olursunuz.
Aşkın acımasız üstünlüğünün hikayesidir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER