İSTANBUL, – MEDİCANA Sağlık Grubu Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Figen Özdoğan Yavlal, uyku apnesi hakkında bilgi vererek, uyarılarda bulundu. Uyku apnesi sendromunun, uyku sırasında solunumun defalarca durması ya da yüzeysel hale gelmesi ile karakterize bir uyku bozukluğu olduğunu söyleyerek, “Bu durum, uykuda tekrarlayan solunum durmaları nedeniyle vücuda yeterli oksijen gitmemesine ve uyku kalitesinin ciddi şekilde bozulmasına yol açmaktadır. Tedavi edilmeyen uyku apnesi, kalp hastalıklarıyla birlikte birçok farklı hastalığa da neden olabilmektedir. Santral uyku apnesi genellikle kalp veya sinir sistemi sorunlarıyla ilişkilidir. Her iki durumda da solunum durması ve oksijen düşmesi tüm organlar için hayati risk oluşturur” dedi.
Toplumda en sık tıkayıcı uyku apnesi sendromunun görüldüğünü ifade eden Medicana International İstanbul Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Figen Özdoğan Yavlal, “Tıkayıcı uyku apnesi solunum yollarının (genellikle boğaz bölgesinde) fiziksel olarak tıkanması sonucu ortaya çıkar ve kendini horlama ve nefes darlığı gibi belirtilerle gösterir. Uyku apnesinin bir diğer tipi olan santral uyku apnesi daha nadir görülür. Bu durumda beyin, solunumu kontrol eden sinyalleri doğru gönderemez ve solunum durması sorunu yaşanır. Santral uyku apnesi genellikle kalp veya sinir sistemi sorunlarıyla ilişkilidir. Her iki durumda da solunum durması ve oksijen düşmesi tüm organlar için hayati risk oluşturur” dedi.
‘FAZLA KİLO UYKU APNESİNDE RİSK FAKTÖRÜ’
Uyku apnesinin birçok faktörden kaynaklanabildiğini belirten Doç. Dr. Yavlal, en yaygın nedenler arasında aşırı kilo, yaş, sigara ve alkol kullanımı olduğunu ve genetik yatkınlığın da bu hastalıkta düşünülmesi gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Yavlal, “Kilolu kişilerde sigara içimi ile artan yağ dokusunun boğaz ve çevresindeki hava yollarını daraltması ve solunumu zorlaştırmasıyla ileri yaşlarda uyku apnesine yatkınlık misliyle artmaktadır. Alkol ise uykuda kasların daha fazla gevşemesi sonucu solunum yollarının kapanmasına neden olup apneyi tetikleyebilir. Ailede uyku apnesi öyküsü varsa, kişinin bu rahatsızlığı yaşama olasılığı daha yüksektir” diye konuştu.
‘TEDAVİ EDİLMEZSE KALP HASTALIKLARINA ZEMİN HAZIRLAYABİLİR’
Uyku apnesinin sadece bir uyku sorunu olmadığını belirten Doç. Dr. Figen Yavlal, “Bu problem tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, felç, diyabet gibi hastalıklar uyku apnesi ile ilişkilendirilmiştir. Uykuda ortaya çıkan solunum durması ya da yavaşlaması oksijeni düşürürken kan damarlarında basınç artışına, gece kalp krizleri ve inmelere neden olabilir. Sabah ya da gece baş ağrısı ile uyanan hastalarda uyku apnesi sendromu mutlaka sorgulanmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘UNUTKANLIĞA NEDEN OLUYOR’
Geceleri yüksek sesle horlamanın, uyurken hava yollarındaki tıkanma ile oluştuğunu vurgulayan Doç. Dr. Yavlal, her horlayan kişide uyku apnesi olmayacağını ancak horlama ile birlikte diğer belirtiler varsa dikkatli olunması gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti:
“Birçok insan uykusunda solunumunun durduğunun farkında değildir. Bu durum genellikle kişinin yanında uyuyan birisi tarafından fark edilebilir. Gün boyu yorgunluk, sabah yorgun uyanma kişinin uykuda nefesinin sürekli kesilmesinden kaynaklanan gece uykusunun bölünmesi nedeniyledir. Uyku apnesi sendromunda hasta, yeterince uyuduğunu düşünse bile dinlenmiş hissetmez. Uyku apnesi olan kişiler, sabahları sıklıkla baş ağrısı ile uyanabilir. Bunun nedeni, uyku sırasında beyne yeterince oksijen gitmemesidir. Uyku apnesi, zihinsel performansı da olumsuz etkiler. Kişi gün boyunca dikkatini toplamakta zorlanabilir ve unutkanlık yaşayabilir.”
‘UYKU TESTİYLE TEŞHİS EDİLEBİLİR’
Uyku apnesi tanısı koymak için genellikle bir uyku testi (polisomnografi) yapılmasını gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Yavlal, “Bu test; kişinin uyku sırasındaki uyku evrelerini, solunum durmasını ya da yavaşlamasını, oksijen miktarını, bacak hareketlerini, uyku süresini ve kalitesini gösteren bir testtir. Bu testin sonucu tedavi yöntemleri konusunda da yardımcı olmaktadır. Uyku apnesinde tedavi apnenin şiddetine göre değişir. Bazı durumlarda yaşam tarzı değişiklikleri yeterli olabilirken, daha ileri vakalarda tıbbi cihazlar ya da cerrahi müdahaleler gerekebilmektedir” dedi.
‘CİDDİYE ALINMALI VE MUTLAKA DOKTORA BAŞVURULMALI’
Uyku apnesi sendromuna karşı fazla kilolardan kurtulmanın önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yavlal, “Kişi kilo verdiğinde boğaz çevresindeki baskı azalır ve oksijen solunum yollarından daha rahat geçer. Bunun yanında sigara ve alkol de apneyi tetiklemektedir. Sırt üstü uyunduğunda hava yolları tıkanabilir. Yan yatmak, hava yollarının açık kalmasına yardımcı olacaktır. Uyku apnesinde bazı cihazlardan da yararlanılmaktadır. Bu cihazlar, uyurken burun bölgesine ve ağıza sürekli basınçlı hava gönderir ve solunum yollarının açık kalmasını sağlar. Bazı vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Özellikle burun ya da boğazda yapısal bir sorun varsa (geniz eti ya da büyük bademcikler gibi) bu bögelerin cerrahi olarak düzeltilmesi apneyi hafifletebilir. Uyku apnesi belirtileri gösteren kişilerin mutlaka doktora başvurması önemlidir. Çünkü bu durum tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ancak doğru teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınması mümkündür” diye konuştu.