MADALYONUN DİĞER YÜZÜ

Bazı nesneler iki zıt kutbun birleşip, tek vücut olması koşuluyla vücut bulabilme imkanına sahip olabilmektedirler. Misal, madeni para iki farklı yüzün tek vücut olup, bir olabilme koşuluyla meydana gelmektedir. Nitekim madeni para, yazı tarafın ve tura tarafın bir arada olmasıyla meydana gelmektedir. Ne sadece yazı,nede sadece tura parayı meydana getirememektedir. Aynı şekilde gün kavramı, birbirine […]

Bazı nesneler iki zıt kutbun birleşip, tek vücut olması koşuluyla vücut bulabilme imkanına sahip olabilmektedirler. Misal, madeni para iki farklı yüzün tek vücut olup, bir olabilme koşuluyla meydana gelmektedir. Nitekim madeni para, yazı tarafın ve tura tarafın bir arada olmasıyla meydana gelmektedir. Ne sadece yazı,nede sadece tura parayı meydana getirememektedir. Aynı şekilde gün kavramı, birbirine zıt kavramlar olan gece ile gündüzün bir arada olmasıyla var olabilmektedir. Ne sadece gündüz, nede sadece gece gün kavramını meydana getirememektedir. Yine örnek vermek gerekirse piller, hayatımızda kullandığımız teknolojik aletlerin hareket edebilmesini sağlayan temel güç kaynağıdır. Nitekim piller artı ve eksi grupların her ne kadar birbirlerine zıt olsalarda bir arada bulunum tek vücut olması koşuluyla meydana gelmektedir. Ne sadece artı kutup ile, ne de sadece eksi kutup ile piller çalışamamaktadır. Son olarak vereceğim öernek şu olacaktır:Yaz ve kış birbirinr tamamen zıt olan iki mevsimdir.Eğer bu zıtlık olmasaydı yani sadece yaz olsaydı yanardık ve sadece kış olsaydı donardık. Ama yaz ve kış mevsiminin muhteşem uyumu, bir arada muhteşem şekilde var oluşları bu olumsuz durumu bertaraf etmektedir.

Kıymetli okurlarım ,yukarıda verdiğim örneklerde bahsettiğim üzere değinmek istediğim nokta şudur ki: ne yazı tura olmadan,ne gece gündüz olmadan ne artı eksi olmadan nede gece gündüz olmadan var olabilmektedir.İki zut kutup bir araya gelmeli ki bir bütün oluştursun. İşte bu kural topluluk hâlinde yaşayan biz insanlar içinde geçerlidir. Toplumumuzda her fikirden,her mezhepten,her kökenden,dinden ve ırktan insanı bir arada görebilme imkanına saibiz. Bir kişinin ak dediğine, diğer kişi kara diyebilmekte, birinin güldüğüne diğer kişi ağlayabilmekte veya bir kişinin sevdiğini diğer kişi sevmeyebilmektedir. Çünkü, insanların fıtratları aynı şekilde kültürleri ve yeiştikleri çevresel koşulları tamamen birbirlerinden farlıdır.

Biz burada eşyaların zıt  kutupları ile var olunca kullanılabilir,değerli ve  hayatımız için önemli olduklarını gördük. Hatta bu eşyaların teknolojinin ve hayatımızın mihenk taşları olduğunun bilincine vardık. Peki, insanlarda tıpkı eşyalarda olduğu gibi zıt kutupları bir arada barındırınca toplum dediğimiz kavram bu durumdan nasıl etkilenir? İşte manası derin ,yanıtlaması kolay bir soru olur bu. Elbette renk cümbüşü ile gökkuşağının meydana gelişi nasıl muazzam ve ihtişamlı oluyorsa; aynı şekilde toplumun kimliği ve kültürü farklılaştıkça orada yardımlaşma, kaynaşma, birlik ve beraberlik duygularıda artar. İnsanlar toplu halde yaşadıkları için elbette ki birbirleriyle alışverişte bulunurlar. Farklı dinden, kültürden, mezhepten insanlarında bulunması demek insanların hiç tanımadıkları insanların yardımlarına koşabilme imkanını elde edebilmesi, o insanların derdini dinleyebilmesi yada o insanların dostu olup birbirlerine kenetlenebilme imkanını elde edebilmesi demektir. Aynı gökkuşağı halkalarında olduğu gibi ne sarı tek başına ,ne turuncu tek başına,ne mor tek başına ve diğer renkler…Renklerin hepsi bir arada ve kolkola. Her ne kadar renkleri farklı olsada onlar bir arada bulunmanın bir yolunu bulup parıl parıl gökyüzünde ahenkle gökkuşağı olarak var olabilmişlerdir.İnsanda aynı bu renkler gibidir. Toplum ise gökkuşağı gibidir. Renkler bir bir arada bulmanın yolunu bulup, birbirlerine kenetlenince gökkuşağını var ettiler, aynı şekilde insanlarda bir araya gelip,birbirlerine kenetlenince mutlu, hoşgörülü ve huzurla yaşanılabilecek  toplumları meydana getireceklerdir. Güzel günlere olan inancımız daim olsun. Selam ve Dua ile

Exit mobile version