İstanbul – Doç. Dr. Otrar, ‘Okullarda Şiddetin Önlenmesi’ne yönelik genelgenin detaylarını anlattı

Devran GÜNDÜZ – Fırat ALKIZ / İSTANBUL, – 2 Eylül’de yeni eğitim öğretim döneminin uyum süreci başlıyor. ‘Okullarda Şiddetin Önlenmesi’ne yönelik yayınlanan genelge ile ilgili konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Otrar, “Daha önceki genelgemiz 2006 tarihliydi. Bu zamandan 2024 yılına dek şiddetin, zorbalığın tanımı, içeriği, düzeyi, […]

İstanbul Doç. Dr. Otrar, 'Okullarda Şiddetin Önlenmesi'ne yönelik genelgenin detaylarını anlattı

Devran GÜNDÜZ – Fırat ALKIZ / İSTANBUL, – 2 Eylül’de yeni eğitim öğretim döneminin uyum süreci başlıyor. ‘Okullarda Şiddetin Önlenmesi’ne yönelik yayınlanan genelge ile ilgili konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Otrar, “Daha önceki genelgemiz 2006 tarihliydi. Bu zamandan 2024 yılına dek şiddetin, zorbalığın tanımı, içeriği, düzeyi, yönelimleri, meydana geldiği ortamlar ve müdahalelerin düzey ve türlerinde ciddi farklılaşmalar gerçekleşti. Bakanlığımız bu genelgeyi güncelledi. Genelgede 2006 yılında çok fazla gündemde olmayan siber zorbalık, siber şiddet ve dijital güvenlik gibi hususlar gündeme getirildi. Okullarda herhangi bir şiddet veya zorbalık etkilerini ortadan kaldırmak yerine, bu durum olmadan önce müdahale etmeye odaklı bir genelge oldu” dedi.

2 Eylül itibariyle başlayacak olan eğitim öğretim yılının oryantasyon döneminin yalnızca öğretim odaklı değil, eğitim odaklı da gündeme geldiğinin bir göstergesi olacağını belirten Doç. Dr. Mustafa Otrar, “Bu oryantasyon dönemi sadece okula yeni başlayan çocuklara değil, anne babanın da çocukla beraber olan uyum sürecine katkı sağlıyor. Aynı şekilde öğretmenler için de son derece önemli bir süreç. Çocukların evden ve aileden ayrılması için oryantasyon çalışması düzenlenmesi çocuklar adına stratejik bir değer taşıyor. Bu ayrılma duygusal gelişimde çok önemli olarak bildiğimiz bağlanma duygusu üzerinde yüksek bir etkiye sahip. Uzun vadede okul fobisi olarak adlandırılan bir klinik tablo var. Bu fobi aslında okula ilişkin bir korkudan ziyade çocuğun anneden ayrılmasının meydana getirdiği kaygıyı tanımlar. Çocuğun okula uyum sağlaması, ruh sağlığı açısından desteklenmesinin bir gerekliliğidir. Yeni bir sosyal ortam, arkadaşlar ve çocukların birbirlerine uyum sağlaması, öğretmenlerin çocukları tanıması, çocukların okul ortamında uyacağı kuralları tanıyor olmaları gibi konuların hepsi çocuklar için çok gereklidir. Bu süreç anne ve babalar için de elzemdir” dedi.

‘PSİKOLOJİK DANIŞMANLAR, ÇOCUKLARIN RUH SAĞLIĞI AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ’

Çocukların sağlıklı gelişimi için profesyonel müdahalenin önemine değinen Doç. Dr. Mustafa Otrar, “Öğretmenler, çocukların çevre koşulları ve çevreyle birlikte kendileriyle olan uyumlarını destekliyorlar. Ancak bu noktada daha profesyonel müdahale alanı gerekiyor. Bu noktada da rehberlik ve psikolojik danışma alanı devreye giriyor. Bu alan çocuğun sağlıklı gelişimi, çevresiyle etkin şekilde uyum sağlayabilmesi, kendisiyle barışık olabilmesi ve kendini kabul edebilmesi için bir misyon icra eder. Çocukların rehberlik açısından desteklenmesi, ruh sağlığı ve gelişimi açısından okul ortamında verilebilecek en profesyonel desteğin verilmesi anlamını taşıyor” diye konuştu.

‘GENELGE 2006 YILINDA OLMAYAN KONULARI GÜNDEME GETİRDİ’

Okullarda şiddetin önlenmesine yönelik yayınlanan genelgede güncelleme yaptıklarını vurgulayan Otrar, “Daha önceki genelgemiz 2006 tarihliydi. Bu zamandan 2024 yılına dek şiddetin, zorbalığın tanımı, içeriği, düzeyi, yönelimleri, meydana geldiği ortamlar ve müdahalelerin düzey ve türlerinde ciddi farklılaşmalar gerçekleşti. Bakanlığımız Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü üzerinden bu genelgeyi güncelledi. Genelgede 2006 yılında çok fazla gündemde olmayan siber zorbalık, siber şiddet ve dijital güvenlik gibi hususlar gündeme getirildi. Bununla ilgili sorumlulukların tanımının yapıldığı bir genelge gerçekleşti. Maksadımız önleyicilik. Okullarda herhangi bir şiddet veya zorbalık etkilerini ortadan kaldırmak yerine, bu durum olmadan önce müdahale etmeye odaklı bir genelge oldu” dedi.

‘ÇOCUKLARIN KENDİLERİYLE VE ÇEVRELERİYLE BARIŞIK BİR BİÇİMDE GELİŞİMLERİNİ SAĞLAYACAK’

‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne değinen Doç. Dr. Mustafa Otrar, “Müfredatın temelinde bireyin bir bütün olarak gelişmesi yatıyor. Beceri temelli bir program. Okul öncesi eğitimde 1-5 ve 9. sınıflarda uygulanmaya başlanacak. Oryantasyon çalışmalar, şiddete bağlı problemlerin olmadan önce engellenmesine yönelik olarak alınan tedbirler, bu programın ruhunda var. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimiz çocukların kendileriyle ve çevreleriyle barışık bir biçimde gelişimlerini sağlayacak. Eyleme ve beceri temeline dayalı olarak kendilerini gerçekleştirmelerini merkeze alıyor. Bu oryantasyon programı, okullarda şiddetin engellenmesine yönelik olan genelgenin ruhunda da var. Genelge, ilgili profesyonellere günün koşulları ve şiddete dair bilinçli bir farkındalık kazandıracak. Bu farkındalık olmadan herhangi bir sorunla mücadelenin bir anlamı yok” şeklinde konuştu. Otrar, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli sorumluluk ve değer bilincini, becerileri destekleyen bir nesil yetiştirme iddiasında. Şiddet Genelgesi’nin de ana fikri diyebiliriz. Arzu edilen nitelikte uygulandığı sürece şiddet, zorbalık ve çocukların bağımlılıklara bulaşmaması konusunda çok önemli bir etki oluşturacak. Sağlam ve nitelikli nesiller yetiştirebilmek adına Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve şiddet genelgesi çok büyük bir yol haritası olacak” dedi.

Görüntü Dökümü:

—-

-Muhabir anons

-Doç. Dr. Mustafa Otrar röportaj

Exit mobile version