Diyarbakır’da Kabaklı Göleti’nde binlerce kuşun bir arada uçuşu kamerada

Selim KAYA/DİYARBAKIR, – DİYARBAKIR’da bir arada uçan binlerce kuş, Dicle Üniversitesi yerleşkesinde bulunan Kabaklı Göleti’nde toplanmaya başladı. Kuşların birbiriyle uyum halinde göletin çevresinde ve üzerinde uçuşu kameraya yansıdı. Biyoçeşitlilik ve Çevre Koruma Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, son günlerdeki yağışlarla beraber göletteki kuş varlığının yeniden canlandığını belirterek, “Dicle Üniversitesi’nin nispeten korunaklı olması dolayısıyla çeşitli kuş […]

Diyarbakır'da Kabaklı Göleti’nde binlerce kuşun bir arada uçuşu kamerada

Selim KAYA/DİYARBAKIR, – DİYARBAKIR’da bir arada uçan binlerce kuş, Dicle Üniversitesi yerleşkesinde bulunan Kabaklı Göleti’nde toplanmaya başladı. Kuşların birbiriyle uyum halinde göletin çevresinde ve üzerinde uçuşu kameraya yansıdı. Biyoçeşitlilik ve Çevre Koruma Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, son günlerdeki yağışlarla beraber göletteki kuş varlığının yeniden canlandığını belirterek, “Dicle Üniversitesi’nin nispeten korunaklı olması dolayısıyla çeşitli kuş türleri burada av baskısını pek yaşamıyor ve bundan dolayı yoğun olarak burada binlercesi yaşayabiliyor. Bu konuda da valiliğin, belediyenin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların üniversitemize destek olması lazım ki biz bu türleri buralarda koruyabilelim” dedi.

Diyarbakır’da yıl içerisinde etkili olan yağışlar, kuraklıktan dolayı kuruma noktasına gelen Kabaklı Göleti’nin yeniden canlanmasına neden oldu. Bölgede sulak alan bulmakta zorlanan binlerce kuş, Kabaklı Göleti’nde toplanmaya başlandı. Küçük karga, tahtalı, gri balıkçıl, çamurcun ve üveyik gibi kuşların kalabalık sürüler halinde görüldüğü Kabaklı Göleti’nde kuşların birbiriyle uyum halinde göletin çevresi ve üzerinde uçuşu kameraya yansıdı. Biyoçeşitlilik ve Çevre Koruma Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, göletin üniversitesi kampüsü içerisinde yer aldığı için korunaklı olduğunu belirterek, “Su içinde ve kenarında özellikle biyoçeşitlilik fazla olduğu zaman bu bölgede olabilecek aşırı çoğalmaların önüne geçiliyor. Bu yüzden bizim biyoçetlilik konusunda hassas olup habitatı yani çevremizi korumamız lazım. Onun biyolojik özelliklerini bozmamamız gerekiyor ve bu konuda da tabii ki kurumlar arasında iş birliğine büyük ihtiyaç var. Dicle Üniversitesi’nin nispeten korunaklı olması dolayısıyla çeşitli kuş türleri burada av baskısını pek yaşamıyorlar. Bundan dolayı yoğun olarak burada yüzlercesi, binlercesi yaşayabiliyor. Bu umut verici bir gelişme. Bu konuda da valiliğin, belediyenin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların üniversitemize destek olması lazım ki biz bu türleri buralarda koruyabilelim. Kabaklı kuş cennetinin böylesine çeşitliliğe sahip olması ülkemiz için, dünya için olumlu bir gelişme. Umarım ilgililerde bu konuda iş birliğine, el birliğine yanaşırlar. Tabii ki vatandaşımızın da desteği büyük bir öneme sahip, iş birliği yaparsak sorunlarımızın üstesinden geliriz” dedi.

‘YAĞIŞLARDAN DOLAYI SU SEVİYESİNDE ARTIŞ VAR’

Kabaklı Göleti’nin el birliğiyle korunması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Kılıç, “Kuş cenneti olarak da bilinen Kabaklı Göleti ile ilgili son günlerde önemli güzel gelişmeler oldu. Bu hepimiz için sevindirici. Malum, yağışlardan dolayı su seviyesinde bir artış var. Bu oldukça umut verici. Su seviyesindeki artış mevcut kirliliğin konsantrasyonu da düşürmüş oldu. Bundan dolayı kuşlarımız, çevredeki biyoçeşitlilikte de ciddi bir artış gözlemlenmeye başlandı. Daha önceki yıllarda da gördüğümüz küçük karga, gri balıkçıl, kız kuşu ve tahtalı dediğimiz büyük güvercin ve suda ördeklerimizden küçük olanı çamurcunu sıkça görmeye başladık. Bunların da özelliğidir, özellikle kışın grup oluşturmaya başlıyorlar. Grup yaşamı bunlar için çok değerlidir. Hem yiyecek bulmada hem de düşmana karşı savunmada oldukça değerlidir. Kuşlar burada yine eskisi gibi çoğalmaya başladı. Biz şunu gördük, su azaldıkça biyoçeşitliliğimiz ciddi biçimde azalıyor. Buna bağlı olarak sudaki kirlilik daha fazla ortaya çıkıyor. Tabii bu mevsimde tarımsal ilaçlamalar da olmadığı için gölün kirleticileri olan biyositler artık daha az etkili, hatta daha da olumlu bir gelişme tespit edildi. Göletin berraklığında da ciddi bir artış var. Balıkların bir kısmı buraya alıştığı için artık burada rahatlıkla yaşayabiliyorlar, çoğalabiliyorlar. Bu yeni bir gelişme. Özellikle yoğun tarımsal ilaçların kullanıldığı dönemlerde ciddi balık ölümleri gerçekleşmişti. Ve bundan şu sonucu çıkartabiliyoruz. Bir alanda biyoçeşitliliğin artışı, o alanın var olan imkanlarının iyi olmasına bağlıdır. Yani mekanımız, habitatımız, biyotopumuz ne kadar temiz ve çeşitli imkanlara sahip olursa biyoçeşitlilikte de artış var. Çünkü biyoçeşitlilik bu ülkenin büyük bir zenginliğidir. Bununla beraber aşırı haşere diyebileceğimiz böcekler gibi pek çok sorundan da kurtulmuş oluyoruz” diye konuştu.

Exit mobile version